21 Şubat 2019 Perşembe

Yılan Sembolü

Semboller
Yılan Sembolü
Yılan, Batı ve doğu ezoterizminde her dinde yaşamsal kudreti, yaşamsal değişimi, devri daim’i sembolize eder. Daha çok Mısır, Babil, Yunan ve Hint uygarlıklarında kullanılmıştır. Son derece kompleks ve evrensel bir semboldür. Yılanlar yaşamın ilkbaharlarının, ölümsüzlüğün ve aynı zamanda ruhun kayıp hazine ile sembolize edilen yüksek zenginliklerinin koruyucularıdırlar. 

Yılan bilgidir, güçtür, uyanıklılıktır, süptilliktir ve aynı zamanda kurnazlıktır; karanlık, kötülük, yozlaşma ve baştan çıkarıcılıktır. Hem ayla hem de güneşle ilişkilidir, hem hayat, hem de ölümdür, hem ışık hem karanlık, iyi ve kötü, bilgelik ve kör tutku, şifa ve zehir, koruyucu ve yok edici; hem ruhsal hem de fiziksel olarak yeniden doğumdur. Yılan her düzeydeki gücün tezahürüdür, hem maddi hem de ruhsal olan tüm potansiyellerin kaynağıdır; ayrıca ölüm ve yaşam sembolleriyle de yakından ilişkilendirilir.

Yeraltında yaşayan yılan yer altı dünyasıyla ilişkilidir ve ölülerin sahip olduğu sihirli güçlere, her şeyi bilişlerine o da sahip olabilmektedir. Yılan, son derece farklı simgelerle ilişkilendirilebilen bir semboldür. 


Pek çok kadim uygarlıkta yılan ölüler diyarını, ölüler ülkesini simgeler; bunun nedeni ise, hayatının büyük çoğunluğunu saklanmakla geçirmesi, dünya yüzeyinin altındaki oyuklarda yaşaması ve aynı zamanda da derisinin dökülerek yenilenmesidir. Yılan, ayakları olmadığı halde fazla çaba göstermeksizin hareket eder, tıpkı bir kuş gibi yumurtadan çıkar ve zehirli ısırığıyla genellikle öldürücü de olur.Görünür olan yılan, geçici bir ‘Büyük Görünmez Ruh’un, tüm doğal güçlerin ve ‘Hayat Ruhu’nun ya da ‘Prensibin Üstadı’nın dünyevi bir tezahürüdür. O, erken kozmogonilerde bulunan ve sonradan daha psikolojik ve daha ruhsal yorumlara yolu açan tanrıdır. ‘Yılanlar ya da ejderha eşiklerin, mabetlerin, hazinelerin, ezoterik bilginin ve tüm ay tanrıçalarının koruyucularıdır.’ Onlar, fırtınaları yaratanlardır, suların güçlerinin yöneticileridir, suları kuşatanlardır ve hem suları sınırlayanlar, hem de su getirenlerdir. Ölümün sularını geçen ölülerin tüm büyülerinde onlardan yardım istenir.

Semboller 1

Yılan doğurgan bir eril güçtür, tüm kadınların eşidir, bir yılanın varlığı hemen hemen evrensel olarak gebelikle özdeşleştirilir. Tüm dişil tanrıçalara ve Meryem Ana’ya eşlik eder ve genellikle onların etrafında dolanırken ya da ellerinde onu tutar şekilde tasvir edilir.

Yılan burada aynı zamanda gizli, gizemli ve sezgisel olanın dişil karakteristiklerini taşımaktadır. Aniden ortaya çıkışını ve ortadan kayboluşunu önceden tahmin etmek imkansızdır. Tradisyonlar yılanın negatif rolünü vurgulamaya daha çok meyillidir dolayısıyla da yılan öldüren hayvanların pozitif bağlantıları olduğu düşünülür (örneğin kartal, leylek, şahin gibi). Bununla beraber, eski mitler yılanın dünyayla ve yer altı dünyasıyla olan ilişkilerinden ötürü onun gizemli ve pozitif yanlarını kapsamaktadır. Yılan aynı zamanda şifa ve reenkarnasyon ile de ilişkilendirilir. Yılan ve ejderha sembollerinin sıklıkla birbirlerinin yerine kullanıldığı görülür ve Uzakdoğu’da bu iki sembol arasında hiçbir ayrım yapılmaz. Yılan sembolizmi birçok farklı değer alabilmektedir; örneğin eril olabildiği gibi dişil de olabilir, ya da kendi kendini yaratabilen bir varlığa da dönüşebilir. Yok edici bir güç olarak yılan ölümü ve yıkımı temsil eder, periyodik olarak derisini değiştirmesi onun hayatı ve yeniden dirilişi temsil etmesine neden olmakta, çöreklenmiş yılan olarak ise tezahür sikluslarını temsil etmektedir. Androjen olduğuna inanılan yılan tüm kendi kendini yaratan tanrıların sembolüdür, o ayrıca dünyanın yaratıcı gücünü temsil eder. Birbirlerinin kuyruğunu ısıran iki yılan veya ejderha, görünüşte zıt olsalar da düalite realitesindeki herşeyin aslında aynı kaynaktan veya prensipten doğduğunu öne sürmektedir. Asya kökenli felsefi sistemlerde omurgaya dolanmış halde bulunan Kundalini Yılanı uyanmak için gerekli olan ve meditasyonla yükselen hayati enerjiyi sembolize eder. Yılanın çarkla olan bağlantısı Ouroboros’un Gnostisizm sembolünde grafik formda açıklanmıştır; bu aynı zamanda Kuyruğunu Isıran Yılandır, bu mitsel varlığın yarısı karanlık, yarısı aydınlıktır; bu da yılanın siklusun her iki yönünü de yansıttığını net olarak açıklamaktadır; yani aktif ve pasif, olumlu ve olumsuz, yapıcı ve yıkıcı gibi. Yılanın, tıpkı kara kurbağadaki gibi başında bir mücevher taşıdığına inanılır; ayrıca hazinelere ve büyülü yüzüklere sahip olduğuna inanılır.

Güneş sembolü olarak Yılan

Semboller 2
Yılanın, dünyevi olanın tam tersine güneşin ışınlarını, güneşin devrini, şimşeği ve suların gücünü tasvir ettiği de görülür ve o tüm nehir ilahlarının amblemidir. Kozmolojik olarak yılan her şeyin içinden yaratılıp sonunda ona döndüğü ilksel deniz, ayrıştırılmamış ilksel kaostur. Yılan dünyayı destekleyebilir ve koruyabilir, ya da onu *Ouroboros (*Kuyruğunu ısıran yılan) gibi etrafında dolanabilir. Yılan devresel tezahürün ve yeniden emilimin sembolüdür. Bacakları ve kanatları olmadan hareket eden yılan her yeri kaplayan ruhu sembolize eder. Çatlaklara nüfuz eden haliyle insanın içsel doğası ve şuurudur. O aynı zamanda, doğanın zararlı yanını tasvir edercesine zararlı güçlerin, örneğin büyücülerin kılık değiştirmiş hali de olabilir.  Göksel yılan, Çin’in gök mavisi yılanı ile birlikte gökkuşağını sembolize eder ve ikisi birlikte bu dünyadan diğerine uzanan bir köprü meydana getirebilirler. Yılanla oynayan bir çocuk yeniden kazanılmış cenneti, çatışmalardan kurtulmayı ve geçici dünyanın sonunu tasvir eder; birlikte yatan arslan ve kuzu ile aynı sembolizme sahiptirler.

Dünyevi Yılan

Karanlığın sembolü olan dünyevi yılan, yer altı dünyasının ve karanlığın agresif güçlerini tezahür ettirir; o evrensel bir inisiyatör, yenileyici ve yeryüzünün derinliklerinin üstadıdır. Dünyevi olduğunda yılan güneşin, güneşe ait ve ruhsal güçlerin düşmanıdır ve insanlığın içindeki karanlık güçleri temsil eder. Burada pozitif ve negatif, ışık ve karanlık mücadele halindedir ve tıpkı Zeus ile Typhon’un, Apollon ve Python’un, Osiris ve Set’in, Kartal ve Yılanın olduğu gibi. Dünyevi yılan aynı zamanda ilkel içgüdüsel doğayı temsil eder; bu, kontrol edilmemiş, ve ayrıştırılmamış yükseltici hayat gücü, potansiyel enerji ve hayat veren ruhtur. O, yeryüzü ve gökyüzü arasında, aynı zamanda yeryüzü ve yer altı arasında bir aracıdır, gökyüzüyle, dünya, su ve özellikle de Kozmik Ağaç ile ilişkilendirilir. O aynı zamanda karanlığın bulut-ejderhasıdır ve hazineleri korur.Son güncelleme 18.03.2021


EmoticonEmoticon