23 Kasım 2019 Cumartesi

Cadılık ve Wicca Arasındaki Farklar

Cadılık ve Wicca Arasındaki Farklar Nelerdir?


Öncelikle cadılık ile Wicca’nın çok farklı kavramlar olmadığını unutmamalıyız. Wicca’da olan her şey zaten cadılıkta mevcuttur. Cadılık geniş, Wicca ise sınırlı bir öğretidir. Wicca sisteminin kurucusu sayılan Gardner, kendisine hiçbir zaman “wiccan” diye bir terim kullanmamış, kendine “witch” yani “cadı” demiştir.

Haliyle Wiccalığın özünü oluşturan sistemi “Witchcraft Today”’de açıklamıştır. Gardner, golden dawn order ile yakın alakalı olduğu için (bir üyesidir) bu yola, golden dawn çalışmalarını (küçük defetme pentagram ritüeli vb..) ve bazı kabala bilgilerini eklemiştir.

Kendisinden sonra gelen baş rahibesi, sistemden bunları çıkarmış ve öğretiyi dinleştirerek adına “Wicca” demiştir. Öyleyse zaten Wicca, cadılığın bir alt dalıdır. Böylece “Wicca” dini modern çağda yaşayan cadıların sığındığı bir kavram haline gelmiştir. (Kİ muhtemelen bu şekilde bir ayırım yapma gereği de bundan doğmuştur.) Bilmeyen birine “Ben cadıyım” ile “Ben wiccanım” demek arasında ciddi bir fark olduğunu sizde deneyimlemişsinizdir. Cadı kavramı hala daha birçok kişi için fazla fantastik gelmektedir.

Her ne kadar gidişat böyle olsa da, zamanla Wicca ile geleneksel cadılık arasında temel farklılıklar oluşmuştur. Geleneği takip eden cadılar, wiccayı kabul etmemiş ve eski yolun geleneğini diriltme üzerine daha derin bir yol tercih etmişlerdir. Zaman sürecinde de cadılık ile Wicca arasında da aşağıda söylediğim (ve belki benim hatırlamadığım ya da bilmediğim) farklılıklar meydana gelmiştir. Böylece Wicca başlı başına ayrı bir ekol halini almıştır. Hemen hemen herkes bir mantra gibi aynı şeyi tekrarlar bu konuda “Wicca bir inanç sistemi, cadılık din değildir, her dinden olabilir” Evet, bu doğru ama peki ya bunun dışında?

Wicca ekollerinin çoğunda tanrı ve tanrıçalara tapılır. Bu tapınma dinseldir. Cadılıkta ise bir tapınım söz konusu değildir. Cadılıkta Tanrı ve tanrıçalar evrensel düzeni sağlayan kozmik bilge varlıklardır ve invokasyon yöntemiyle irtibata geçilir. Wicca’da sadece ilahın enerjisi hissedilir, hatta hissediş söz konusu değilse “imajinasyonla” gerçekleştirilir. Cadılıkta ise birebir enerjiyle irtibat ve enerji alışverişi vardır.

-Wicca’da genelde tanrı ve tanrıçaların aydınlık tarafları lanse edilir. Cadılıkta ise biz tanrı ve tanrıçaların hem aydınlık hem karanlık yönleri olduğunu bilir ve ikisinin de bilgeliğini öğreniriz. Tanrı-Tanrıçanın her iki yüzüyle de çalışırız. Mesela Cernunnos’un bilge tarafının yanı sıra, aynı zamanda avcı, lanetletici-cezalandırıcı ve vahşi yüzüyle de cadılıkta çalışılır.

-Wiccanlar için sabbathlar ibadet ve kutlama dönemleridir. Şükranlar edilir, bayram havasında kutlamalar yapılır. Cadılıkta ise kutlamalardan çok enerji ve büyü pratikleri yapılabilecek, özel enerji dönüşümlerinin olduğu dönemledir, bunun yanında tabi ki kutlamalarda yapılır.

-Wiccan’da ileri seviyeden çok basit büyülerle ilgilenir. Temeli duaya dayanır. Fazla pratiğe yönelik çalışılmaz. Cadılıkta ise tamamen pratiktir, büyü pratikleri gittikçe daha yükseltilir ve duaların yerini daha gelişmiş olan invokasyonlar alır. Wiccalıkta invokasyondan kasıt içten gelerek dua etmektir.

-Her ikisinde de coven sistemi vardır ama coven sisteminin pratikleri değişir. Wicca’da sabbath kutlamaları ve birlikte ilahileri kapsarken, cadılıkta daha çok birlikte ritüelistik çalışmalar (Ve yine wicca’da ki sabbath ve kutlamaları) içerir.

-Wicca’da genelde anne tanrıça ve boynuzlu tanrı figürleri üzerine çok düşülür. Hitaplar çok daha geneldir. Cadılıkta çalışacağınız patron tanrı veya patron tanrıçaya göre geleneğiniz değişir-şekillenir. Daha spesifiktir. Ama cadılıkta da boynuzlu tanrı ve gaia doğanın dengesini oluşturdukları için önemlidir.

-Cadılıkta bir cadı doğayı ve evreni keşfetmek adına birçok yolu öğrenir. Kehanet, bitkiler, kristaller, elementaller ve benzeri bütün konularda bilgisi ve deneyimi olmalıdır. Çünkü muhakkak bütün bilgilerini bir şekilde kullanması gerekir. Mesela mutlaka bir kehanet yönteminde iyi olmalıdır ki, olacakları önceden bilme konusunda o yöntemi kullanabilsin. Daha sonra kendisinin yürüyeceği asıl yolu belirleyebilir. Wicca da ise bu kadar geniş kapsamlı bir öğreti yoktur. Wicca, büyüyle bile ilgilenmek zorunda değildir.

-Cadılık pratik isteyen disiplinli bir yoldur. Gelişimi içerir. Wicca’da ise rahip-başrahiplik sistemlerinde ilerleme dışında, cadılıkta ki kadar düzenli ve sistematik bir pratiğe gerek yoktur.
- Wicca gerçekten dinseldir. Cadılık ise oldukça esnektir ve ortam koşullarına uyum sağlar. Ortaçağda cadılığın yasaklandığı dönemde cadılar, tahta kaşıkları asa olarak kullanmıştır. Aynı şekilde eğer yanımızda klasik bir kazan yoksa, iksirler için emaye tencerede yeterlidir bizim için. =) Sembolizmleri, bilgeliği içselleştirmede kullanırız ve önem veririz ama wiccada olduğu kadar çok tabulaştırmayız. Önemli olan geleneğin bize sunduğu bilgidir ve gelenek "Zorda kaldığınızda Tanrı’nın ve Tanrıça’nın kutsal adlarıyla kutsadığınız her şey sizin büyü aracınızdır." der. Orada tencere kullanmak geleneğe aykırı değildir. (Ama tabi ki bu zor durumlarda tercih edilir. Yoksa her cadının bir kazanı veya diğer araçları olması şarttır. Büyüsel nesnelerde özenmek oldukça önemlidir.) Belli bir içselleştirmeden sonra elimizin altındaki her şey büyü için malzeme sayılır. Buna nazaran wiccada objeler daha dinseldir. Mesela, bir wicca athamesi ile hiç birşeyi kesmezken (özellikle kan akıtmazken), cadılıkta athame –büyü açısından- herşey için kullanılabilir ve özellikle kan akıtmada da kullanılabilmektedir. Sonuçta athame cadının eli gibidir, her işinde onu kullanması bize göre daha mantıklıdır. (Ayrıca athame'nin her amaçta kullanılmasının başka önemli nedenleri de vardır, özellikle kurban ve kan akıtma konusunda. Burada her amaç derken gündelik amaçlardan bahsetmiyorum.

Cadılıkta her ritüel aracı, büyüsel amaçla kutsandıktan sonra sadece büyüde kullanılır. Tencereyi kutsaydıysanız,o tencere artık sadece büyüler içindir.) Eski gelenekte de kurban kesilirken veya meyveler adak olarak sunulurken athame kullanılırdı. (Yalnız bizim için athame'nin iki tarafının keskin olması çok önemlidir. Eğer sadece tek tarafı keskinse athame sayılma, o sadece ritüel bıçağıdır.) Bu yüzden zaten genelde biz boline kullanmayız çünkü boline'e gerek yoktur. Wicca ve benzeri dinsel yollarda athame bu işte kullanılması yasaklandığı için boline gibi ek bir sihirsel alete gereksinim olmuştur (Aslında bu kabalada vardır. Kabala da ki dagger, kesinlikle kan akıtmada kullanılmaz bu yüzden yine boline benzeri bir ritüel aleti kullanılır.)

-3 katı kuralını yorumlamada da farklılıklar vardır. Cadılıkta, bir kişi size kötülük yaparsa (kötü bir eylem, kötü bir söz, dedikodu vs..) sizinde ona eşit seviyede (Pek tabi ki kendi sanatınızla) karşılık verme hakkınız vardır. Bu sayede denge sağlanır. Ama cadının yoluna göre karşılık vermeyip, adaleti evrenin kuralına bırakmak bir erdem sayılır. Eğer karşıda ki size kötü bir eylemde bulunmadıysa, sizin de ona kötü bir eylemde bulunma hakkınız olmaz. Zira böyle bir uygulama yaparsanız, 3 katı kuralı gereği bir bedel ödersiniz.

-Cadılıkta kurallar yola veya kişinin tekamülüne göre değişir. Wicca dininde ise kurallar bellidir, her wiccan bu kurallara uymak zorundadır.

-Cadılıkta birçok farklı inanç ve çalışma disiplinleri olabilir (demonoloji, angeloloji vs. çalışmaları da yapılır. Ama Tanrı ve Tanrıçalar daha önemli konumdadır), Wicca ise bu tür öğretilerden daha uzaktır.


EmoticonEmoticon